Manisa'nın merkezi bir mahallesinde yaşanan koca dehşeti, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çarpıcı bir örneğini daha gözler önüne serdi. Olay, 15 Ekim 2023 tarihinde meydana geldi. 35 yaşındaki A.B., eşi M.B.'yi evlerinde meydana gelen tartışmanın ardından bıçakla saldırarak öldürdü. Bununla da kalmayıp, çiftin 8 yaşındaki kızı N.B.'yi de yaraladı. Gözaltına alınan A.B., polisteki ifadesinde tartışmanın bir anlık öfke ile geliştiğini ileri sürdü. Olayın ardından çevrede bulunan vatandaşlar büyük bir şok yaşadı.
Olayın şokunu atlatamayan komşular, A.B. ile M.B. arasında daha önce de sık sık şiddetli tartışmalar yaşandığını ifade ettiler. Mahalle sakinlerinden S.A., “Sık sık bağırış ve çığlıklar duyuyorduk, fakat hiç bu kadar kötü bir şey olacağını düşünmemiştik,” diyerek yaşanan olayın kendisini derinden yaraladığını sözlerine ekledi. Diğer bir komşusu A.A. ise, “Çocuk hep gülerek etrafta koşan biriydi. Şimdi ne halde olduğunu düşünemiyorum. Bu gerçekten çok acı bir durum,” şeklinde konuştu.
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet, Türkiye'de giderek artan bir sorun haline geliyor. Bu tür olayların önüne geçmek, toplumun genel sağlığı açısından son derece önemli. Aile içindeki bu gibi çatışmaların çözümüne yönelik eğitim programları ve farkındalık yaratma çalışmaları oldukça kritik. A.B.'nin kızına olan saldırısı ise, çocukların bu tür travmatik olaylardan nasıl etkilendiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, bu tür aile içi şiddetlerin çocuklarda uzun vadede psikolojik problemler yaratabileceğini belirtiyorlar. Çocuğun tedavi süreci devam ederken, ruhsal durumunun nasıl etkileneceği konusunda endişeler devam etmekte.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, yerel yönetimlerin aile içi şiddetle mücadele konusunda daha aktif rol alması gerektiği de vurgulanıyor. Ailelerin, yaşanan şiddet olayları karşısında nasıl davranmaları gerektiği hakkında bilgilendirilmesi büyük önem arzetmektedir. Çocukların, sağlıklı bir şekilde yetişebilmesi için aile içindeki şiddet döngüsü mutlaka kırılmalıdır. Ayrıca, aile içi sorunların çözümlenmesi için toplumda oluşturulacak destek mekanizmaları ve görüntüleyecek eğitim programları büyük bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.
Manisa'daki bu mevzu, umarız ki bir dönüm noktası oluşturur. Toplum, çocukların ve kadınların güvenliğini sağlamak için güç birliği yapmalıdır. Aile içi şiddet sadece bireysel bir mesele değil, toplumun tümüne etki eden bir sorundur. Kadınların ve çocukların korunması adına mücadele etmemiz gereken günümüz şartlarında, bu bahsi geçen olayın da daha fazla farkındalığa vesile olması dileğiyle.
Sonuç olarak, Manisa'daki koca dehşeti, belki de bir aydan az bir süre içerisinde yaşanan başka bir aile içi şiddet olayıyla birlikte, toplumda daha fazla dikkat ve farkındalık yaratmalıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadele, sadece yasalarla değil, aynı zamanda toplum olarak bizlerin duyarlılığıyla mümkün olabilir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hep birlikte hareket etmeli ve daha iyi bir toplum oluşturma çabalarına katkıda bulunmalıyız.