24 Nisan 2025 tarihinde, Tekirdağ'ın çeşitli noktalarında hissedilen sarsıntılar, vatandaşların büyük bir korku yaşamasına sebep oldu. Sosyal medyada yayılan bilgilerle birlikte deprem anında yaşanan panik havası, şehrin sakinlerini endişeye sevk etti. Kandilli Rasathanesi ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre, Tekirdağ'da meydana gelen depremler ile ilgili tüm detaylar kısa sürede açıklandı. Peki, bu depremler nerede oldu, büyüklükleri ne kadardı ve halk ne gibi önlemler almalı? İşte bu soruların cevaplarını arıyoruz.
Araştırmalarımız sonucunda, Tekirdağ'daki son depremlerin büyüklüğünün 4.5 olarak ölçüldüğü belirtildi. Şehir merkezi ve çevresinde hissedilen bu sarsıntılar, pek çok vatandaş tarafından çeşitli platformlarda paylaşıldı. Depremin merkez üssünün, Tekirdağ'ın Malkara ilçesi yakınlarında olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, çevre illerden de hissedilen sarsıntılar, vatandaşların tedirgin olmasına sebep oldu.
Son depremler hakkında AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin verileri doğrultusunda, Tekirdağ'da son birkaç gün içinde artan deprem dalgaları, uzmanlar tarafından dikkatle inceleniyor. Jeoloji uzmanları, bölgedeki tectonik hareketliliği analiz ederken, vatandaşlara da korkmamak için sakin olmaları çağrısında bulunuyorlar. Zira, Tekirdağ Türkiye'nin sismik olarak aktif bir bölgesi olup, bu tür sarsıntıların sıklıkla yaşanması muhtemel.
Deprem anında ne yapılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olan vatandaşların hazırlıklı olmaları, olası bir felakette can ve mal kaybını önlemek açısından son derece önemlidir. Uzmanlar, deprem sırasında daha az zararla atlatmak için şu önerilerde bulunuyor:
Son olarak, Tekirdağ halkının deprem konusundaki farkındalığını artırmak amacıyla düzenlenen eğitim ve bilgilendirme seminerlerine katılması da oldukça önemlidir. Yerel yönetim ve AFAD, bu tür etkinliklerle birlikte vatandaşların bilinçlenmesini sağlamayı hedefliyor.
Tekirdağ'daki son depremler, herkesin aklında büyük bir kaygı ve belirsizlik yaratırken, bir yandan da bu durumun önlenebilir, kontrol altına alınabilir bir gerçeklik olduğunu anlamak gerekir. Yine de her yeni gelişmemiş deprem olayı, bölgedeki durumu ve güvenliği göz önünde bulundurmayı zorunlu hale getiriyor. Yaşanan sarsıntıları dikkatle izlemeye devam edeceğiz.